Prof. Dr. Hilmi Alanyalı, geçtiğimiz hafta İstanbul'da düzenlenen, uluslararası meme konferansı; Breastanbul'da panel başkanı olarak görev aldığı  toplantıdaki tartışmaları bizle paylaştı:

"Son zamanlarda  tıp sektöründe oluşan yüksek düzeyde rekabetçi ortam ve maalesef bazı aygıt ve ilaç firmalarının finansal desteği sonucu, "yeni teknik" adı altında, bir çok yanlış uygulamalara tanık olmaktayız. Bunlardan önemli bir kısmı da elbette kanser alanında. 

Erken evre meme kanserinde,halihazırda uygulanan meme koruyucu cerrahi ve yüksek teknolojili radyoterapinin deneyimli ellerde uygulanmasıyla “% 98” tedavi başarısı ve mükemmel kozmetik sonuçlar elde edilirken “yeni moda” olarak ortaya atılan teknikler ile ameliyat sırasında yalnızca tümörün çıkartıldığı bölgeye" TEK DOZ RADYOTERAPİ" ( İNTRAOPERATİF RADYOTERAPİ, Parsiyel) kısa süreli radyoterapiler (hipofraksiyone) uygulanmaya başlanmıştır. Basit radyobiyolojik hesaplar ile bile bu yöntemler sonucunda düşük tedavi başarısı  ve yıllar içinde yüksek komplikasyon oranları ortaya çıkacağı öngörülebiliyordu.Buna rağmen maalesef ülkemizde halen “farklı olmak” sloganı altında bu yöntemler uygulanmaktadır.

Oysa bu toplantıda da ayrıntıları tartışılan Kanada’dan binlerce hastalık RAPID çalışmasında bu yöntemlerin hastalarda tedaviden sonraki 3 ila 5 yıl içinde 2 kat kötü ve çok kötü kozmetik sonuca neden olduğu kesin olarak gösterilmiştir.

Bu yöntemin ilk uygulayıcıları olan İtalya grubunun ELIOT çalışmasında da ( AMEİYATTA RADYOTERAPİ ) parsiyel meme ışınlaması yapılan hastalardaki hastalığın tekrarlama oranlarının standart tedavi yapılan gruba göre 10 kat daha yüksek olduğu belirtilmiştir.

Tüm bu yukarıda bahsettiğimiz nedenler ile kendilerine bu “yeni moda” tedaviler önerilen meme kanserli hastaların daha dikkatli olmalarını önermekteyim.”